Eski ABD Başkanı Donald Trump, son açıklamalarında başkanlığı döneminde Orta Doğu'da büyük çaplı savaşların olmadığını iddia etti. Trump, başkanlığı süresince izlediği dış politika sayesinde bölgedeki tansiyonu düşürdüğünü ve ABD’nin güçlü diplomatik adımlar attığını savundu. Özellikle İsrail ile Arap ülkeleri arasında imzalanan Abraham Anlaşmaları’nı öne çıkaran Trump, bu dönemin Orta Doğu için bir barış dönemi olduğunu belirtti.
Trump, açıklamasında, "Ben başkanken Orta Doğu’da savaş yoktu. Bölgedeki sorunları güçlü diplomasiyle çözdük ve büyük başarılar elde ettik. Bugün baktığınızda, benim başkanlığım sona erdiğinde bölgede büyük bir istikrar sağlanmıştı," ifadelerini kullandı. Trump, özellikle İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekilmenin ve bölgede İran’ın etkisini azaltma stratejisinin barışa katkıda bulunduğunu ileri sürdü.
Ancak uzmanlar, Trump'ın bu iddialarını farklı perspektiflerden değerlendiriyor. Bazı analistler, Trump’ın yönetiminde bölgede doğrudan ABD müdahalesi olmasa da, Yemen’de devam eden iç savaş, Suriye’de süregelen çatışmalar ve İran’la artan gerilimlerin hala aktif olduğunu vurguluyor. Abraham Anlaşmaları ise İsrail ve bazı Arap ülkeleri arasında diplomatik ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmuş olsa da, Filistin sorununun çözümüne yönelik büyük bir ilerleme kaydedilmediği belirtiliyor.
Trump’ın açıklamaları, mevcut Biden yönetiminin Orta Doğu’daki politikasını da eleştirdiği bir döneme denk geliyor. Biden’ın göreve gelmesinin ardından, bölgedeki gerilimlerin yeniden tırmandığı ve özellikle İran’la yapılan nükleer müzakerelerin zayıf kaldığı eleştirileri gündemde. Trump ise bu durumu, kendi başkanlığı dönemindeki başarılarla kıyaslayarak eleştiriyor.
Sonuç olarak, Trump'ın başkanlık dönemi ile bugünkü gelişmeler arasında yapılan bu kıyaslama, Orta Doğu'daki karmaşık ve çok katmanlı sorunların çözümünün ne kadar zor olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.