Son yıllarda, özellikle büyük şehirlerde yüksek kiralar, pek çok insanı zor bir yaşam mücadelesi vermeye itti. Birçok vatandaş, kira ödemeleri karşısında çaresiz kalırken, alternatif yaşam biçimleri arayışında, modern göçebelik kavramı ortaya çıktı. Aralarında sanatçılar, yazılımcılar ve serbest çalışanların bulunduğu bir grup insan, yüksek kira bedellerinden kurtularak, botlarda yaşamayı seçiyor. Bu yeni yaşam tarzı, sadece maddi sebeplerden değil, aynı zamanda doğayla iç içe olmak ve daha özgür bir yaşam sürme isteğinden de kaynaklanıyor. Ancak, bu yaşam tarzının getirdiği zorluklar ve avantajlar üzerine sorgulamalar henüz tamamlanmadı. İşte modern göçebelerin botlarda hayatlarını nasıl sürdürdüklerine dair detaylar.
Türkiye'nin birçok ilinde özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde, kira fiyatları neden olduğu yüksek yaşam standartları ile eleştiriliyor. Kiralar, 2023'ün ortalarına gelindiğinde aylık ortalama 30 bin liraya kadar yükselirken, bazı bölgelerde bu rakam 40 bin lirayı buluyor. İnsanlar, aylık gelirlerinin büyük bir bölümünü kira ve faturalar için harcamak zorunda kalırken, birçok çalışan, tasarruf etmek amacıyla daha ilginç çözümler arıyor. İşte bu noktada, modern göçebelerin hayatımızda artan bir şekilde görünür hale geldiği dikkat çekiyor. Eylül 2023 itibarıyla, botlarda yaşayan bu yeni nesil, ait oldukları şehirlerden bağımsızlaşarak, özgür bir yaşam sürmeyi amaçlıyor.
Bot yaşamının bir diğer avantajı ise, doğanın içinde olma fırsatını sunmasıdır. Sırt çantaları ile yola çıkan bu modern göçebeler, güneşin doğuşunu ya da batışını izlerken, hayatın getirdiği streslerden bir nebze sıyrılmayı hedefliyor. Diğer bir taraftan, birçok insan için botlar, yalnızca bir yaşam alanı değil, aynı zamanda sosyal bir statü sembolü haline geldi. Kimi zaman sanatçılar, yaratıcı projelerine ilham almak için botlarda daha fazla zaman geçirirken, dijital nomad olarak adlandırılan serbest çalışanlar ise, internet bağlantısının olduğu her yerden işlerini yapabilme özgürlüğünden faydalanıyor.
Her ne kadar botlarda yaşam, özgürleşme ve doğa ile iç içe bir hayat sunuyor olsa da, bu yaşam tarzı birçok zorlukla da birlikte geliyor. Su, elektrik, atık yönetimi gibi temel ihtiyaçların karşılanması oldukça zor olabiliyor. Yaz aylarında botta yaşamanın keyfi paylaşılırken, soğuk kış günlerinde ise ısınma sorunları ve rüzgarın etkileri gözle görülür hale geliyor. Bununla birlikte, bot yaşamı için gerekli olan maliyetlerin de göz önünde bulundurulması gerekiyor. Alım-satım süreçleri ve bakım masrafları, göçebeliği sürdürülebilir kılmak için oldukça elverişsiz hale gelebiliyor.
Modern göçebeler, sadece maddi bedellerin yanı sıra, sosyal yaşamın getirdiği iletişim eksiklikleri ile de yüzleşmek durumundalar. Rutin bir sosyal çevreye dahil olmak, bot yaşamını tercih eden kişiler için zorlayıcı olabiliyor. Yalnızlık hissi, bu yeni yaşam biçimini seçen modern göçebelerin sıklıkla karşılaştıkları bir durum. Ancak, günümüzde teknoloji sayesinde, çevrimiçi topluluklar ve sosyal medya üzerinden ortak ilgi alanlarına sahip insanlarla bir araya gelmek mümkün hale geldi. Bu sayede, modern göçebeler hem yalnızlık hissinden kurtuluyor hem de hemcinsleriyle deneyimlerini paylaşma fırsatı yakalıyorlar.
Sonuç olarak, modern göçebelik, yüksek kiraların zorladığı bir yaşam biçimi olarak dikkat çekerken, aynı zamanda özgürlük ve doğayla bütünleşme arzusunu da bertaraf ediyor. Ancak, bu hayat tarzının getirdiği zorluklar ve sorumluluklar göz ardı edilmemeli. Kira fiyatları düşmediği sürece, bot yaşamı birçok insan için bir çözüm haline geleceğe benziyor. Her ne kadar güçlükleri olsa da, modern göçebeler, yaşamlarını daha anlamlı hale getirerek bu yolda yürümeye devam edecekler.